İçindekiler
Sumeç Deresi Sizi Büyüleyecek
Sumeç deresinde akan su kaynaklarından biri olan Travnik dokuz su gürül gürül akan suları ile ihtişamını korumaktadır. Dere içinde içilebilir niteliklere sahip olan su öğrencilerin şifa olarak içebileceği bir kaynaktır. Suyun tadı yükseklerden gelen sular olduğundan oldukça hoşunuza gidecektir. Burada birçok kişi içme suyu olarak da bu sudan faydalanmaktadır. Dağların arasından dere yatağına inen soğuk suların tadını almadan geri dönmemelisiniz. İlerisinde kadiri dergâhı ile sonlanan su yatağı içinde alabalık üretimi de yapılmaktadır. Balık ziyafeti yapmak içinde su kenarında yer alan Lütfiya’nın kahvesine uğramanız şanslı bir seçim olacaktır. Tarihi köprü ile birlikte Travnik dokuz su gerçekten görülesi bir tablo oluşturmaktadır.
Kaleyi Gezmeye Gittiğinizde Neler Göreceksiniz Neler
Tarihi kale etrafında toplanmış olan yapıların hepsi eski ve önemli çağrışımlar ile sizi etkileyecektir. Kale dibindeki camiye yaklaştığınızda sizi yol boyu takip eden Sümeç Deresi önünüze akışı hızlı suyu nefis Travnik dokuz su kaynağını çıkaracaktır. Köprünün altından geçen kalın ve akıcı dere kenarında ahşaptan yapılmış lokantalar ile doludur. Burada sadece yürüyerek yol kat edebileceğiniz bölümler vardır. İçine araç diremeyen dar sokaklar sizi en tepeye kadar çıkararak dağların muazzam görüntüsüne kavuşturur. Serin dağların yeşil ormanları içinde kendinizden geçeceksiniz.
Hiç bu kadar güzel bir ülke olduğunu daha önce tahmin edemezdiniz. Köprüsü, akan dereleri, içilen suları muhteşem doğayı ayaklarınız altına getirecektir. Bahşedilen güzellikleri görmek yurt dışı eğitiminde her öğrenciye nasip olmaz. Avrupa ülkelerine gittiğinizde bu kadar eserimizden haberiniz bile olmayacaktır. Okumak için gideceğiniz her ülke ders dışında size bir şeyler katarak öğretici olmalıdır. Bu da Bosna Hersek üniversitelerinin öğrencilerinin en avantajlı tarafları olsa gerek.
Bosna Hersek Dereler
Eskiden Yugoslavya olarak bilinen Bosna-Hersek, Doğu Akdeniz’deki Balkan Yarımadası’nın bir parçasıdır. Bosna-Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyeti olmak üzere iki kendi kendini yöneten oluşumdan oluşur. Ülke, daha az sayıda Sırp, Roman ve Yahudi ile ağırlıklı olarak Müslüman ve Hırvat bir nüfusa sahip. Bosna doğal kaynaklar açısından zengindir ve doğa harikalarıyla dolu çeşitli bir manzaraya sahiptir.
Bosna’nın coğrafyası dağlar, nehirler, ormanlar ve ovalarla karakterizedir. Merkezi Knić Nehri, başkent Saraybosna’dan geçerek Adriyatik Denizi’ne giden Bosna Nehri’ne akar. Daha güneyde, Trebištše Nehri’ne giden Kupres Nehri uzanır, bu da Sava Nehri’ne ve Hırvatistan’ın Drava Nehri’ne yol açar. Ülkede ayrıca Manana Gölü, Banja Luka Gölü, Kovačević Gölü ve Skojić Gölü gibi birçok göl bulunmaktadır. Bu göllerden gelen su, yerel topluluklar ve tarım için hayati bir su kaynağı sağlar.
Bosna, maden yatakları, mermer ve enerji kaynakları dahil olmak üzere çeşitli doğal kaynaklara sahiptir. Mermer ocakları, Bosna’nın merkezinde ünlü bir mermer ocağına sahip bir kasaba olan Bosanska Krupa’nın çevresinde yer almaktadır. Bosna linyit havzasında da kömür yatakları bulunmaktadır. Güney Bosna’da Bihać yakınlarında da doğal gaz rezervleri bulunmaktadır. Madencilik operasyonları, soğuk aylarda evler için elektrik ve yakıt ısıtıcıları üretmek için bu kaynakları çıkarır.
Bosna, çeşitli nüfusu sayesinde zengin bir kültürel tarihe sahiptir. Ülke bir zamanlar 12. yüzyıla kadar uzanan gelişen bir Yahudi topluluğuna ev sahipliği yapıyordu. Bu topluluklar, Nazi Almanya’sının Ciloquia’da bulunan rezil bir toplama kampıyla Bosnalı Yahudileri hedef aldığı Holokost’tan etkilendi. Bugün Bosna-Hersek’te yaklaşık 35 Yahudi topluluğu var; ancak bugün sadece beş aktif topluluk kalmıştır. Ülkede ayrıca birkaç cami ve Ortodoks kilisesinin yanı sıra 20’den fazla Katolik kilisesi de bulunmaktadır.
Bosna, çeşitli nüfusu nedeniyle kültür ve doğal kaynaklar açısından zengindir. Ülkenin Saraybosna yakınlarında bir mermer ocağı ve diğer birçok değerli kaynağı var. Çeşitli nüfus karışımı sayesinde tarihi kültürel hazinelerle doludur. Gelecek nesiller, doğanın bu parçalanmış ulusu yeniden kaynaşmaya yakın bir şeye nasıl beslediğine ilk elden tanık oldukları için bu döneme bakacaklar.
